DOKUZUNCU DEFTER - 19.02.2024- 16.18
Diş
etlerim çok ağrıyor. Yirmilik diş mi ne diyorlar ya, işte onlar çıkıyor…
Damağımı deliyorlar keratalar. Canım çok yanıyor. Burnumun içerisi sızlıyor.
Burnumun kemikleri, kıkırdakları ağrıyor. Burnum, parlıyor… Kocaman, biraz
yamuk, etli ve uzun! Korkunç bir burnum var. Burun derim sanki çürümüş gibi.
Eskimiş ve pörsümüş. Ondan hiç hazzetmediğimi daha önce söylemiştim. Bir de
artık aynada çok çirkin buluyorum kendimi. Eskisi gibi yakışıklı değilim…
Çökmüş, suratsız, enerjisiz bir adamım. Hasta bir adamım ben.
Bugün üniversiteye gidemedim. Dün gece belki de 10-15 tane alarm kurdum ama sabahleyin uyanamadım. Gerçi, uyanamadım değil de, kalkamadım… Yine, en önemli dersler vardı, gidemedim, katılamadım… Zestat kullanmayı bırakacağım. Beni fena halde uyuşturuyor. Fakat geceleri de uyuma sıkıntısı çekiyorum… Anlayacağınız, ne yaptığımı tam olarak bilmiyorum. Günlerim odada geçiyor, şu an yanımda kimse yok. Diğerleri, kendi memleketlerindeler.
Benim depresyonum çok büyük, çok derin. Ve biliyor musunuz, artık hislerimi kaybettim. Alık alık dolaşıyorum. Hiçbir şey hissetmiyorum, duygularım kayboldu. İnsanlığımı yitirdim sanki. Beni ben yapan şeyler, yok oldu… Artık şiir bile yazamıyorum. Hedeflerim bulanık hale geldi, motivasyonum kayboldu, ben kayboldum, kimliğim kayboldu, şaştım… Yönümü şaştım. Artık kitap bile okuyamıyorum. Hiçbir şeye odaklanamıyorum. Sadece sürüklendiğimi biliyorum. Akış beni nereye savurursa, oraya doğru kayıyorum. Yazma yeteneğim geriledi. Öğrendiğim dilleri unutmaya başladım. Kazak, Kırgız kişilerle de eskisi gibi iletişim kuramıyorum, kurmuyorum. Çevremde tek bir kişi bile yok. Çevremde, içten bir sohbet gerçekleştirebileceğim, dostluk kurabileceğim kimse yok. Yalnız hissediyorum, bu yalnızlık 2019’dan beri geçmiş değil.
-
Trabzon’un,
buradaki Türkmenlerin ve Komnenos’ların tarihi konusunda bir tarih kitabı
hazırlayabilirim.
Yorumlar
Yorum Gönder