Halkın Uyanışı Yahut İktidar Değişimine Giden Yol
Ekrem
İmamoğlu içeri alındı. Üniversite diploması iptal edildi. Halk ayaklandı. Halk
sokağa indi. Eylemler başladığından beri, ben de aralarına karışanlardanım. Bu
eylemleri çok önemsiyorum. İnsanlar, kendi haklarını korkusuzca aramak için
sokağa dökülmeyi öğrenecekler böylelikle. Devletin sahibinin tek bir adam
olmadığını, devletin esas sahibinin halk olduğunu, halk da tek adam da idrak
etmeye başlayacak. Bundan dolayı memnunum. Görüyorum ki, Erdoğan’ın bakanı, dün
bazı büyük şehirlerimizden toplam 393 kişiyi içeri almış. Umarım sıra bir gün
bana da gelir diyorum! Korkacağımızı ve sindirilebileceğimizi zannediyorlar,
yanılıyorlar. İstedikleri kadar hapsetsinler. İstedikleri kadar yıpratmaya
çalışacak olsunlar. Buradan dönüşü yok. İnsanlarımız uyanmaya başladı. Bu
devran bir bunun yarısı kadar daha, hatta çeyreği kadar daha gitmez. Pek
yakındır sonları. Az kaldı. Yorumlarda görüyorum, insanlarımız “Hepimizi mi
tutuklayacaksınız!” diyorlar. “İstediğin kadar tutukla. Bugün 97 kişi
tutuklarsın, yarın o sayı 197 olur, yarın 1197 olur. İstediğin kadar tutukla.
Buradan dönüşü yok! Gideceksiniz!” diyorlar. Halkımı işte bu zalimlere karşı
böyle cesaretli ve kararlı olarak gördüğümde, ben daha da güçleniyor, mutlu
oluyorum.
Dün,
miting alanında, komünistiyle Türkçüsüyle yan yanaydım. Sol yanımda ve önümde,
solcular, sol ellerini yumruk yapmışlar, Nazım’dan şiirler okuyorlar, sağ
yanımdaysa Türkçü gençler, bir elleri bozkurtlu “Ne mutlu Türk’üm diyene!”
nidalarıyla yeri göğü inletiyorlardı. Hep bir ağızla onlar, “Hükümet istifa!
Hükümet istifa! Hükümet istifa!” dedikçe daha da keyifleniyor, son zamanlarda
hiç olmadığı kadar heyecanlanıyor ve şevke geliyordum. İşte bu hâl, bizdeki bu
hava, hep böyle sürecek olsa, hep birlikte böyle bir olabilsek, ellerimizde
Türk bayrakları, dilimizde ortak Türküler, şu itlerin üzerine yürüsek, bunlar
bu kadar azıtamaz ve hatta bunlar bizim tepemize çıkamazlardı.
Yorumlar
Yorum Gönder