Kayıtlar

Ocak, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

"Türkistan İhtilalcilerinin Türküsü" Şiirinin Kırgız Türkçesine Aktarımı - Çepni Serhat Öztürk

Şairimiz Hüseyin Nihal ATSIZ'IN, "Türkistan İhtilalcilerinin Türküsü" şiirini Kırgız Türkçesine aktardım. Şimdi göndereceğim, zevkinize, beğeninize sunarım... Not: Şiirin Türkiye Türkçesindeki hâline ve cümle yapılarına olabildiğince sadık kalarak, Türkiye Türkçesindeki devrik cümle yapısını bozmamaya çalışarak, Kırgız Türkçesine de cümleleri o hâlleriyle, yani devrik yapılarıyla aktarmaya çalıştım. ~ Түркистан Революциячылдарынын Ыры Эй, Түркистан, даңктуу өлкө, кооз мекен! Күн келер, көтөрөрбүз кайра, желекти; Ичибизден, албетте чыгар жаңы бир боз карышкыр, Четелдиктен кайра алар касиеттүү топурагы... Кичине куштар бизге күн сайын ушунтип сайрайт: Эй өлүм менен кол алышкан революциячылдар! Силерге айтар го асмандан түшкөн ыйык кабарчылар: Силер таптыңар түбөлүктүүлүк деген булакты... Биз, мазарсыз өлүп кеткен жаш Атсыздарбыз; Жараларыбызды суу менен жууп, чөп менен таңып коербуз; Эч кимибиз жок, бирок жүрөктөрдө биз барбыз, Бизге боорукердик көрсөтпөс эч бир аялдын эриң...

Türk'e

Resim
Kendi hayatınızda istediğiniz şeyi olabilirsiniz.  Fakat bir ateş çemberinin içerisindeyiz.  Kendi hayatımızı yaşayabiliyorsak, seçimlerimizde özgürsek (bir dereceye kadar da olsa, ki başka milletlerin ve devletlerin kölesi olmaktan kat be kat iyidir), bu da ülkemizin egemen oluşundan ileri geliyor demektir. Şahsi arzularımızın peşinden koşabilmemiz için, "bütün" bir devlette bulunmamız gerekir. Türkiye, bütün bir devlettir, egemendir. İşte, tam da bu bütünlüğü yıkmak için çabalayanlar vardır. Bu sebepten, bugüne bugün, Türk'ün, Türkçü ve Türkiyeci olmaktan başka çıkar yolu yoktur. Ve şu anda Türkiye'nin bütünlüğünü, çıkarlarını ve Türk'ün haklarını savunan yegâne parti de Prof. Dr. Ümit Özdağ önderliğinde kurulan Zafer Partisi'dir.  Hem bugün, hem de yakın gelecekte, bizleri nelerin beklediğini üç aşağı beş yukarı tahmin edebiliyoruz. Salak değiliz. Bu vatanı da öyle kolay kazanmadık! Pes edecek değiliz, geri duracak değiliz, yılıp da bırakacak de...

Benim Kara Yazgımdır Sevilemeyecek Oluşum

Bugün, sabah, kantinde kahvaltı yaparken, iki arkadaş, çıkageldiler, yanıma oturdular. Onlar da kahvaltı yaptılar, eşlik ettiler bana. Sonra içlerinden birisi, birden parladı: "2 yıla kalmaz, evleneceğim!" Bir şey demedim. Sonra bir suskunluk oldu, o an dayanamadım ve ben de dile geldim: "Ben, evlenemeyeceğim..." Önce kahkahayı bastılar, sonra ciddi olduğumu anlayınca duraksadılar.

Düşünüyorum da...

Düşünüyorum da, ben akademiye göre bir adam değilim. Ben, yoğun ilgi ve baskı altında yaşayabilecek bir adam değilim. Hızlı bir hayat bana göre değil. Kalabalık yerler bana göre değil. Kısa zamanda yoruluyorum. Kendimi kötü hissediyorum. Benim dünyam ciddi, hem de çok ciddi. İnsan seçiyorum. İnsanları kolay kolay sevemiyorum. Hemen soğuyorum, tiksinti duyumsuyorum. Ve devamında da tiksinç insanlarla bir arada bulunmak istemiyorum. Mecbur ve maruz kalırsam da zihnim alarm vermeye başlıyor. Zihnimdeki alarm, tüm vücudumu, organlarımı, en küçük parçama kadar her yerimi yani, harekete geçiriyor ve panik oluyorum. Obsesyon baş gösteriyor sonra, sonra da anksiyete... Ve bunlar özellikle midemi, bağırsaklarımı kötü etkiliyor. Ve akabinde, eserlerimin hemen hemen hepsi karanlık oluyor. 

Nihilizm Elhak ve Acımız Büyük

Az önce metrodan indim. Benim yerime, bir kadın içeri girdi, ve yerleşti. Elinde bir kitap vardı ve kitabın adı, Her Şeyin Bir Anlamı Var, idi. Onca şey arasında, gözlerimin kitaba ve kitabın ismine ilişmesi ironik. Her şeyin bir mânâsı varmışmış, hadi canım ya, hadi... Azılı bir nihilist ve pesimist olarak, o an o kadının suratına tek bir şeyi haykırmak istedim: Hiçbir şeyin mânâsı yok! Ne sen ne ben ne de ötekiler kalacak. Bir toz zerresiyiz biz, dünyamız da sönecek, tıpkı diğer sönen yıldızlar gibi.  Ama tabii ki, böyle bir şey yapmadım. Söylemedim, söyleyemedim. İnsanın acizliği hatırıma geliyor. O garibanın da mânâ aramaktan başka çaresi yok. Yazık ki, bu durum hep böyle devam edecek. İnsan, bu dünyaya gelişiyle birlikte, yalnızca arafta kalacaktır ve ancak ızdırap dolu bir hayat yaşayacaktır. Ve garip bir şekilde de nihai sona ilerleyecektir. Kadının elindeki o kitabı, Kemal Sayar adlı bir tıp mezunu yazmış. Eserinin tanıtım bülteninde şöyle yazıyor: "Şimdi diyorum ki ben sa...