Kayıtlar

Kasım, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yaşar İsek ve Sağlık Olursa

Ömür vefa ederse, birkaç yıl içinde, Türkoloji camiasına iki güzel eser kazandıracağım. Bu dünyaya, bir iş yapmak için geldim, sıradanlardan olmak için gelmedim. Türklüğe iki güzel hediye, 5 yıl içinde, belki daha az sürede, yayımlanmış olur. Her şeyin başı, istenç ve cüret. Esenlikler.

Firkât

Hâlâ kötü zamanımda koşup gelip senin yamacında diz çöküp yalvaran gözlerle senden bir ufacık sevgi kırıntısı aradığım için kendimden özür dilerim.

DOKUZUNCU DEFTER - 24.11.2024 – 15.04

  Her şeye eriniyorum. Üzerimde inanılmaz bir uyuşukluk var. Epeydir, hiçbir şey yazamıyorum. Deham sönmüş gibi. Ortaya edebî eser koyamıyor, romanı ve hikâyeyi bırakın hattâ, şiir bile yazamıyorum. Çok kötü hissediyorum…

DOKUZUNCU DEFTER - 05.03.2024- 23.48

  Sanırım bende huzursuz bacak sendromu da var. Bunu nasıl da fark edemedim! Yaklaşık 1 yıldır bacaklarımda hissetmiş olduğum ağrılar daha da arttı. Hele geceleri hele de uykudayken, çok rahatsız hissediyorum. Baldırlarımdan aşağıya doğru, özellikle bacaklarımın eklem bölgesi ve çevresinde ilginç bir sızı var. Kangren oluyormuş gibi, karıncalanma gibi bir şey. Bu sorunumun net şekilde tespiti/tanımı için pek yakın bir vakitte doktora gitmeliyim. Rahmetli babaannemin çektiği sıkıntılar gözümün önüne geliyor. Kadıncağız salt acı çekti! Yaşamak ne zor şey… Onda da huzursuz bacak sendromu vardı, tabii ya! Geceleri hissetmiş olduğu rahatsızlık sebebiyle bacaklarını kaldırıp yere vururdu. Babamda da aynı problem var. Acaba bu sağlık sorununun da genetikle bir bağı var mıydı?

DOKUZUNCU DEFTER - 28.02.2024- 20.35

  Eski Serhat olsaydım, diretecektim. Halbuki artık umursamıyormuşçasına davranmam gerektiğini biliyorum. Hâlâ umursuyorum, hem de takıntı derecesine varırcasına umursuyorum… Fakat artık tepki vermekten geri duruyorum. Sabır yeteneğim mi gelişti? Bunu bilemem. Yani… Ben, bilemiyorum… Yoksa etkili bir karşılık vermeyerek onlara cesaret mi kazandırıyorum? İnsanlar nasıl oluyor da kolaylıkla aşağılayabiliyorlar beni? Beni ezmek bu denli kolay mı? Acaba dışarıdan bakılınca çok mu kepaze görünüyorum? Durup dururken, başıma bir felaket veya felaketler geliyor! Benim için felaket, bazen küçümseyici bir bakış ve bazen de bir sözdür. İnsanı, cümleler ve muameleler, tavırlar öldürür! Gereksiz nükteler, nispetler, sinsi ve karmaşık konuşmalar, insanı çirkin yapan şeylerdir.   Bakın bugün başıma ne geldi… -Önce birkaç genel geçer detaydan bahsetmeliyim.- Bu gece, hiç uyuyamadım, ondandır üzerimde bir bezmişlik var. Gün içerisinde bitkin, huzursuz ve tam anlamıyla kaygılıydım. ...

DOKUZUNCU DEFTER - 25.02.2024 (ŞAİRLİK VE ŞİİR)

  Önceki gün, fakültemizde öğretim görevlisi olarak çalışan bir kişiyi (hocayı), ziyaret ettim. Aslında, kapısının önüne vardığımda, biraz tereddüt etmiştim. Hatta gerisin geri bile döndüm… Fakat sonra, yine aynı şeyleri duyacağımı ve artık o tarz sözlere alışmış olduğumu, hiçbir şey kaybetmeyeceğimi ve hatta istersem eğlenebileceğimi hatırıma getirerek, tereddüdümü bir nebze olsun aşabildim ve odanın kapısını tıklatarak, içeriden bir onay sözcüğü beklemeye koyuldum. Kısa bir süre sonra, hoca, gel, dedi. Girdim. Kendisini yeterince tanımıyordum. Suratını, eşkâlini de bilmiyordum. Bundan ötürü, ilk olarak “Siz Melih Erzen misiniz?” diye sordum. Gülerek, evet benim, dedi. Bana yer gösterdi, otur, dedi ve ben de bana gösterilen yere yerleşerek, konuşmayı başlattım. Hoca takımının, hele edebiyatçıların ve şuaranın kibrini, vakitsizliğini çok iyi bildiğimden, direkt konuya girdim. —     Fakültemizde, şair bir hocamız varmış, dikkatimi çekti, gelip tanışmak isted...

DOKUZUNCU DEFTER - 20.02.2024- 00.28/01.23

  Ve yine gece oldu. Düşünüyorum. Ben, hiçbir şey değilim. Hiçbir iddiam yok. İnsanın ölümü tam olarak bu, galiba… İhtiraslarının ve şevkinin kaybı, kişinin artık öldüğünü ayan eden, bir tür açılmış bayrak gibidir. Dünya bir savaş meydanı, ve ben, ölümümü ilan ediyorum: Ben, bugüne bugün, hiçbir şey değilim. Bir hiçim ben. Uğruna mücadele edebileceğim hiçbir şeyim yok. Hiçbir davam yok. Ben buyum işte, tükenmiş ve pes etmiş bir adam!.. Rüyalarımda Bişkek’i görüyorum. Bazen Kazakistan’ın bir şehrinde oluyorum, bazense hangi ülkede olduğumu bilmememe karşın, yanımda yöremde Kazakça ve Kırgızca konuşan insanlar, genç kızlar oluyor. Onlarla rüyamda kendi dillerinde sohbetler ediyorum. Sonra, istisnasız, rüyamda da güvenimi boşa çıkartıyorlar. Yine aldatılıyorum. Hiç kimseye güvenemiyorum… Niçin böyle! Niçin hep acı çekiyorum! Ah! Canım yanıyor, bir kez bile mutlu olamıyorum, defterlerime hep karanlık şeyler yazıyorum… Niçin, not defterlerime bugüne kadar kayda değer, mutlu olduğum bi...

DOKUZUNCU DEFTER - 19.02.2024- 16.18

  Diş etlerim çok ağrıyor. Yirmilik diş mi ne diyorlar ya, işte onlar çıkıyor… Damağımı deliyorlar keratalar. Canım çok yanıyor. Burnumun içerisi sızlıyor. Burnumun kemikleri, kıkırdakları ağrıyor. Burnum, parlıyor… Kocaman, biraz yamuk, etli ve uzun! Korkunç bir burnum var. Burun derim sanki çürümüş gibi. Eskimiş ve pörsümüş. Ondan hiç hazzetmediğimi daha önce söylemiştim. Bir de artık aynada çok çirkin buluyorum kendimi. Eskisi gibi yakışıklı değilim… Çökmüş, suratsız, enerjisiz bir adamım. Hasta bir adamım ben. Bugün üniversiteye gidemedim. Dün gece belki de 10-15 tane alarm kurdum ama sabahleyin uyanamadım. Gerçi, uyanamadım değil de, kalkamadım… Yine, en önemli dersler vardı, gidemedim, katılamadım… Zestat kullanmayı bırakacağım. Beni fena halde uyuşturuyor. Fakat geceleri de uyuma sıkıntısı çekiyorum… Anlayacağınız, ne yaptığımı tam olarak bilmiyorum. Günlerim odada geçiyor, şu an yanımda kimse yok. Diğerleri, kendi memleketlerindeler. Benim depresyonum çok büyük, çok der...

DOKUZUNCU DEFTER - 17.02.2024

  Bugünlerde baş göstermiş iki büyük obsesyonum var: Birincisi, sürekli aklıma “Kanser olacağım.” düşüncesinin gelmesi. Diğeri ise, her geçen gün burnumun ve burun deliklerimin biraz daha büyüyor olduğunu düşünmem. Yani, zorlanıyorum. Bu kötü düşünceler, nereden gelip yerleştiler zihnime tam olarak emin değilim lakin kendimi çok kötü hissettiğim aşikâr… Kendimi kötü hissediyorum. Bu obsesyonlar sürekli zihnimi meşgul ediyor. Düşünsenize, zihniniz sürekli size “Kanser olacaksın.” diyor… Böyle bir zihne sahip olmak istemezdim. Bana rahat yok. Şu an bu saplantı -ki istemsiz gelişiyor, elimde değil.-, beni çok kötü hissettiriyor. Neyse.

DOKUZUNCU DEFTER - 15.02.2024

  Şimdiden, bitmiş halde kenarda duran, 7-8 defterim var. Ve bundan sonra, günlüğümü, bilgisayarımdan yazmaya devam edeceğim. Çok sonraları, bütün anıları birleştirmiş olurum… (Yaşarsam, ömür olursa, sağlık olursa, bıkmazsam, el etek çekmezsem dünyadan…) “Yazmak da bir hırstan başka neydi?”

Dedim Ki...

Yakındı. Öz kardeşlerinin kendisine sırt çevirmesinden yakındı. Hayattır bu, herkesten her şey beklenir. Maalesef ki hayat, ikiyüzlülüklerle dolu ve tecrübe acı. Dedim.